“`html
Türkiye’de devam eden yolsuzluk ve terör soruşturması borsa üzerinde olumsuz etkiler yaratıyor. Bu süreçte, borsa kayıplar yaşarken, trendin de tersine döndüğü gözlemleniyor.
Ancak, bir anda çok büyük kayıplar yaşamaya başladı. Borsadaki payların değeri %10’luk bir sınır olmadan oldukça büyük düşüşler gösterdi. Ciddi kayıplar yaşanırken, bu durumun devamı da gelebilir gibi görünüyor…
Birdenbire demekle birlikte, bu kayıpların beklenmedik olmadığını belirtmek gerekiyor. Türkiye’de, 90’lardan bu yana dokunulmaz kabul edilen bir anlayışın, yolsuzluk ve terörün finansmanı gibi ağır iddialarla karşı karşıya kaldığında, borsa destek seviyelerini hiçe sayarak düşüş yaşıyor.
Dünyada, yatırımlarını geri kazanmayı uman ve buna sevinçle sarılan iki grup var; birisi Borsa İstanbul, diğeri ise Tesla ve kripto para yatırımcıları. Türk borsasının bu kadar dalgalı olması ise sıradışı bir durum. Bunun mantıklı bir açıklaması yok.
Gerçekten söylemek istediğim şey, piyasanın bu yozlaşmasının sona erdirilmesi gerektiğidir. Finans sektörünün Türkiye’nin menfaatlerine yönelik hizmet vermesi gerektiğini vurgulamak istiyorum. Bu konuya dikkat çekmek için böyle bir başlık kullandım.
Bu soruşturma, endeksin hafızasında olumlu bir gelişme olarak kaydedilmeliydi. Türkiye, yüzyılı ancak böyle kazanabilir.
Eğer yüzyıl bu şekilde kazanılamıyorsa, memleketin düzeni bozulur, sakın ola ki unutmayın. Düzgün işlerin devam etmesi, daha fazla mücadele edenlerin hakka hukuka uygun hareket etmeleri gerekiyor.
Kategorik olarak tüm yolsuzluk yapanların, rüşvet alanların ve irtikapçıların topluma karşı tavrı kabul edilemez; bunlar yüzüne bile bakılmayacak insanlardır. İster partili, ister bağımsız olsun, önemli olan yolsuzluğun ispatlanmasıdır.
Bu ülkeye güveniyorum, başaracağına inanıyorum. Durum çok daha iyi olabilirdi, ama iyi bir yolda gittiğini, bu yolun engellenemeyeceğini gözlemliyorum.
Ancak, finans sektörünün bu kadar savunmasız kalması ve buna karşı hiçbir önlem alınmaması büyük bir risk taşıyor. Ödemeler bilançosu kaynaklı döviz rezervi iyileşmesi 10 milyar doları bile bulamıyor. Hatta carry-trade üzerinden bakıldığında bu rakam 25-30 milyar dolara kadar ulaşabilir. Bu miktarlar için Türkiye adeta teslim alındı. Bir anlamda kandırıldık. Bu kadar düşük faizler için ödenen bedel karşısında, finans sektörü daha milli bir bakış açısıyla yönlendirilebilirdi.
Bir kişi, sahte bir diplomayla toplumun önüne çıkabiliyorsa, bu toplumun kendi cehaletinin bir göstergesi. Ancak gerçek bir diplomanın çalıntı olarak sunulması, toplumun güvenini hiçe sayan daha kötü bir eylemdir.
Bir yüzyıl bekliyorum. Birçok şeyde, çok şeyden vazgeçerek sabrediyorum.
Cumhur İttifakı, sadece Türkiye için değil, dünya genelinde bir dayanışma modeli oluşturdu. Kapitalist paradigmaları (rekabet ve çatışma) benimseyenlerin artık var olmalarını bu duruma bağlıyorum. Sürdüremiyorlar. Yeni Türkiye’nin paradigmasıyla çelişenler, sonuç olarak sıkıntı yaşıyorlar.
Peki, piyasa ve finansal kesim zaten kapitalist bir yapıda çalışır, diyeceksiniz. Bu doğrudur; fakat bilinmesi gereken bir gerçek var ki dayanışma amacı güden gelişmeler, kapitalist yapının hayatta kalmaktan öte değerleri tanımadığı ve hedefleri belirlemenin doğru politikalarla mümkün olabileceğidir.
Piyasadaki en büyük oyuncular, bankacılık ve sermaye piyasaları gibi kamu sermayeli kuruluşlardan oluşuyor. Ancak kimse bu duruma müdahale etmediği için, onlarda hâlâ kapitalist yürüyüşlerini sürdürmekte. Sadece kimse bu duruma müdahale etmediği için değil, aslında doğru yaptıklarına inanıyorlar. Onlar da birbirine benziyorlar. Bu durumu değiştirmekle sorumlu olanlar da aynı çizgide bulunuyor.
Artık yeter! Müdahale demek “dolar alırım, dolar satarım, gerekirse vadeli işlem açarım” demekle sınırlı olmamalıdır. Bu, gerçek bir müdahale değil, savunmadır. Son osuruğu atmak gibidir. Gerçek müdahale, finansmanın halkın menfaatine göre yönlendirilmesi ile sağlanmalıdır.
“`
More Stories
Emeklilerin beklediği para hesaplara yatıyor
Karşıyaka Basketbol 3 Aydır Kazanamıyor
Bu hafta 12 şirket temettü dağıtacak: Hangi şirket kaç TL ödeme yapacak?