Dışişleri Bakanı Fidan El Cezire’ye konuştu: Amerika’nın PKK mecburiyetinden çıkması gerekiyor”

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Katar merkezli El Cezire televizyonuna verdiği röportajda, güncel bölgesel ve uluslararası gelişmelere dair önemli açıklamalarda bulundu.

Röportajın ikinci bölümünde Fidan, Suriye’de PKK/YPG’nin kendi yönetimini oluşturma çabalarının, yeni yöneticilerle anlaşma sağlamasının önünde bir engel teşkil ettiğini belirterek, barışçıl çözümler beklediğini ifade etti.

Bakan Fidan, Türkiye’nin önerisinin, herkesin anayasal vatandaşlıktan eşit faydalanması olduğunu vurguladı ve bu yaklaşımın toplumsal barışa büyük katkı sağlayacağına inandığını söyledi. Ayrıca, barışın bir diğer temel unsuru olarak, yasal devlet organları dışındaki hiçbir gücün silah taşıma iznine sahip olmaması gerektiğini de ekledi.

Fidan, ABD ve Avrupa ülkelerinin hala PKK/YPG’ye destek vermesinin sebeplerinden biri olarak, sağlanan hapishane hizmetlerine dikkat çekerek, PKK/YPG’nin DEAŞ tutukluları karşılığında Suriye topraklarının önemli bir kısmını işgal ettiğini belirtti.

Fidan, Irak, Türkiye ve İran’dan getirilen teröristlerin Suriye’de barındırıldığını aktararak, “Suriye’nin toprak bütünlüğüne ve Irak’ın toprak bütünlüğüne yönelik tehditlerin ortadan kaldırılması şart” diye konuştu. Bu bağlamda, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Neçirvan Barzani ile Türkiye arasındaki dostluk ilişkilerinin önemine de değindi.

Fidan, Türkiye’nin Suriye muhalefetiyle ilişkilerinin geçmişine dair, sürekli olarak muhalefeti desteklemeye çalıştıklarını ve bu desteğin son yıllarda daha da kritik hale geldiğini belirtti. Fidan, milyonlarca Suriyelinin iç savaş nedeniyle Türkiye’ye göç ettiğini ifade ederek, muhalefetin kontrolündeki bölgelerde 5 milyondan fazla insanın yaşadığını vurguladı. Bu insanların Türkiye’ye yönelmemesi için muhaliflerin güçlü kalması gerektiğinin altını çizdi.

Fidan, Türkiye’nin Suriyeli mültecilere büyük bir onurla ev sahipliği yaptığını, bu insanların çalışkan ve dürüst olduğunu belirtti. “Umuyorum ki, yeni Suriye’de tüm Suriyeliler güvenle ülkelerine dönebilirler.” dedi.

Fidan, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’nın, uluslararası endişeleri nasıl değerlendirerek Suriye’deki sorumluluklarını üstlendiği konusuna da değindi. “Şara, geçmişteki hatalardan ders çıkararak, önemli bir toplumsal sorumluluk yüklenerek 4 milyon insanın temel ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştı.” ifadesinde bulundu.

Fidan, devlet yönetiminin yalnızca ideoloji temelinde yürütülemeyeceğini belirterek, söz konusu sorumlulukların yerine getirilmesinin önemine dikkat çekti. Eğer radikal söylemler sürerse, bunun sonuçlarına herkesin maruz kalacağını söyledi. Başta Türkiye olmak üzere, birçok ülkenin bu duruma karşı çıktığına dikkat çekti.

Fidan, Şara ile tanışıklığını anlatarak, Türkiye’nin tecrübeleriyle ilgili İslam, demokrasi ve yerel hizmetler konularında yoğun bir bilgi aktarımında bulunduklarını ifade etti. Suriye’de barışa yönelik bir yönetimin gerekliliğinin altını çizdi.

Filistinlilerin yaşadığı mağduriyetlere değinen Fidan, Kudüs’ün statüsünün kötüleşmesinin kabul edilemeyeceğini belirtti. Türkiye’de bu duruma karşı çıkan bir iktidarın bulunduğunu vurguladı.

İsrail’in dışındaki Yahudi toplumu içerisinde insani değerleri benimseyenlerin var olduğuna dikkat çeken Fidan, “Bu insanların sesinin duyulması gerek,” şeklinde konuştu. Ancak Netanyahu yönetiminin, bölgedeki askeri zayıflıkları istismar ettiğini belirtti.

Fidan, ABD Başkanı Donald Trump’ın Filistin meselesinde oynayabileceği stratejik rolden bahsederek, “Trump, iki devletli çözüm için gerekli adımları atabilir.” açıklamasında bulundu.

Türkiye ile ABD ilişkilerinin güvenlik üzerine kurulu olduğunu belirten Fidan, modern zamanların gereklilikleri arasında ekonomi ve ticari ilişkilerin de önem kazandığını ifade etti. Türkiye’nin ABD ile potansiyel iş birliği yapmasının, ulusal güvenlik meseleleri açısından kritik olduğunu sözlerine ekledi.

Fidan, ABD’nin PKK’ya desteğinden kurtulmasının, Türkiye’nin bölgedeki dengeyi sağlaması için zorunlu olduğunu belirterek, bu durumun ikili ilişkilerdeki toksik unsurları ortadan kaldırılması gerektiğini ifade etti.