T24 Dış Haberler
Avusturya’da aşırı sağcı eylemlerin sayısında dramatik bir artış yaşanıyor. Uzmanlar bu gelişmenin tehlikesine dikkat çekiyor.
2025 yılının ilk yarısında kayıtlara geçen aşırı sağcı suçların sayısı Avusturya’da 787 ile rekor seviyeye ulaştı. Geçen yıla göre bu, yüzde 40’tan fazla bir artışa karşılık geliyor. Bu durum, parlamentoya verilen soru önergesi sayesinde ortaya çıktı. Kaç suç duyurusunun soruşturma, iddianame veya mahkûmiyetle sonuçlandığı ise belirtilmedi.
Aşırı sağcı suç oranının artması bu alanda çalışan sivil toplum örgütlerini endişelendiriyor. Avusturya Direnişini Belgeleme Arşivi’nin (DÖW) yöneticisi Andreas Kranebitter, yaptığı açıklamada “Aşırı sağcı eylemlerdeki artışa alışmamalıyız” dedi. Bunun için bir dizi önlem gerektiğini belirten Kranebitter, konunun izlenmesi ve araştırılması için daha fazla fon ayrılması, mağdurlar için başvuru merkezleri ve koruma programları oluşturulması ve diğer ülkelerdeki örneklere bakarak pişmanlık olanakları sunulması gerektiğini vurguladı. Muhafazakar (ÖVP), sosyal demokrat (SPÖ) ve liberal Neos’tan oluşan koalisyon hükümetinin 240 sayfalık programında aşırı sağcı suç eylemlerine fazla yer verilmediği dikkat çekiyor.
Hükümet programında polis, ordu ve yargı alanında antisemitizm ve aşırı sağcılık konularında duyarlılığın artırılmasına devam edilmesinden söz ediliyor. Ayrıca hükümetin, 2002’de ÖVP-FPÖ tarafından kaldırılan ve 2021’de yeniden getirilen Aşırı Sağcılık Raporu çıkarılmasına devam edeceği belirtiliyor ve bir ulusal eylem planından söz ediliyor. Sivil toplum örgütleri eylem planının uzun sürdüğünden şikayetçi. ÖVP-Yeşiller hükümeti de bunu vaat etmiş ama gerçekleştirememişti.
Mevcut gelişmelerin nedenleri arasında korona pandemisinin etkilerinin yanı sıra giderek daha çok kabul gören aşırı sağcı parti FPÖ’nün başarıları da yer alıyor. FPÖ ile muhafazakarların bazı eyaletlerde koalisyon hükümeti kurması da aşırı sağcı şiddetin artmasına gerekçe olarak gösteriliyor. Muhafazakârlar son seçimde neredeyse FPÖ lideri Herbert Kickl’i başbakan yapacaklardı. Oysa sivil toplum örgütleri yıllardır FPÖ’deki çok sayıda aşırı sağcı “münferit vaka”yı belgeliyor. Kickl’in bilinçli olarak “Halkın Şansölyesi”, “sistem partileri” ve “nüfus değişimi” gibi ifadelerle aşırı sağcı bir dil kullandığına ve bu nedenle yeterince eleştirilmemesine dikkat çekiliyor.
Kaynak: TAZ
